GAZALİ ile ATEŞ ve PAMUK ARASINDA
GAZALİ ile ATEŞ ve PAMUK ARASINDA
Verfügbarkeit für Abholungen konnte nicht geladen werden
KUBBE KUBBE BINALARIN, hurma ağaçların, insanların ve kedilerin gölgeleri yavaş yavaş uzamaya başlamıştı.
Güneşin harareti bir miktar dinmiş; böyle sarı sıcak memleketlerde hemen hissedilen o ferahlatıcı ılık esinti, Bağdat şehrinin sokaklarını evlerden, mescidlerden, han, hamam ve bedestenlerden toplayip peşine taktığı baş döndürücü sabun, ıtır ve türlü acayip tütsülerin kokuları ile görünmez kuş sürüleri gibi dolaşmaya çıkmıştı...
Fakat yolu bu Müslüman şehrine düşen seyyahların burunlarına gül, amber, misk, sandal ağacın ve yasemin meltemlerinin yanında, hemen her mahallede bulunan kütüphanelerden ve irili ufaklı okullardan yayılan bambaska bir koku daha gelmekteydi.
O yabancı seyyahlar, o uzaklardan gelmiş yabani yolcular, alışık olmadikları, -kuvvetle muhtemel- ilk defa hissettikleri bu acayip rayihayı tanıyamazlar ve ona bir isim bile veremezlerdi.
Bu, kitap ve mürekkep kokusuydu...
